Diyabet Nedir?
Diyabet veya şeker hastalığı, vücudun insülini nasıl kullanabileceğini etkileyen kronik bir durumdur. Bu hormon, glikoz olarak da bilinen kan şekerinin, enerji olarak kullanılmak üzere hücrelere ne kadar salındığını kontrol eder. Diyabetin tedavisi olmasa da yaşam tarzı ve diyet değişiklikleri veya insülin gibi ilaçlarla yönetilebilir.
Diyabet Türleri
Tüm diyabet türlerinde vücut ya yeterli insülin üretemez ya da insülini etkili bir şekilde kullanamaz. İnsülin, kan şekerini hücrelere taşımak için gereklidir, burada depolanır ve enerji için kullanılır. İnsülin olmazsa kan şekeri, hücrelere gitmek yerine kan dolaşımında birikir ve hiperglisemi adı verilen bir durum ortaya çıkabilir.
Tip 1 Diyabet
Tip 1 diyabet, teşhis edilen tüm diyabet vakalarının sadece %14-15’ini oluşturuyor. En sık çocuklarda, gençlerde ve genç erişkinlerde teşhis ediliyor. Nedeni bilinmemekle birlikte tip 1 diyabet, bir enfeksiyon veya başka bir tetikleyicinin neden olduğu otoimmün yanıttan kaynaklanabilir. Vücut, yanlışlıkla pankreastaki insülin üreten beta hücrelerine saldırarak zarar verir. Böylece çok az insülin üretilir veya hiç üretilmez.
Tip 1 diyabet için çok fazla risk faktörü yoktur. Tip 1 diyabet teşhisi, bazı önemli yaşam tarzı değişiklikleri gerektirir. Hayatta kalmak için her gün insülin alınmalıdır. Kan şekeri seviyesinin sık sık izlenmesi gerekir. Yemekler, dikkatlice planlanmalı ve karbonhidratlar sınırlandırılmalıdır.


Tip 2 Diyabet
Tip 2 diyabet, teşhis edilen tüm diyabet vakalarının yaklaşık %90-95’ini oluşturur. Çoğunlukla yetişkinlerde teşhis ediliyor. Ancak, çocuklarda ve gençlerde de bu hastalık, giderek daha fazla teşhis edilmeye başlandı.
Tip 2 diyabet ile vücut, insülin üretebilir. Ancak bunu etkili bir şekilde kullanamaz. Bu duruma karaciğer, kas ve yağ hücreleri, kan şekerini enerji için kullanmak amacıyla etkili bir şekilde alamadığında ortaya çıkan insülin direnci ismi verilir. Sonuç olarak kan şekeri seviyesi yükselir ve bu da sonunda tip 2 diyabet ile sonuçlanır. Tip 2 diyabet için risk grubunda olanlar şunlardır:
- 45 yaşında veya daha büyük olanlar
- Fazla kilolu veya obez kişiler
- Düzenli egzersiz yapmayanlar
- Tip 2 diyabetli bir aile üyesine sahip olanlar
Gestasyonel Diyabet
Hamileler, vücudun hamilelik sırasında ihtiyaç duyulan ekstra insülini üretememesinden kaynaklanan gestasyonel diyabet geliştirebilir. Gestasyonel diyabet, bebeği obezite veya tip 2 diyabet gibi daha sonraki yaşamda sağlık sorunları için riske atabilir. Günümüzde hamile kişilerin yaklaşık %7-8’ine gestasyonel diyabet teşhisi konuluyor. Genellikle bu sorun, hamilelik ortasında başlar ve herhangi bir belirti göstermez. Hamileliğin 24. ve 28. haftaları arasında bunun için test yaptırılması öneriliyor. Tipik olarak bebek doğduktan sonra bu sorun kayboluyor. Ancak, daha sonraki yaşamda tip 2 diyabet geliştirme riski daha yüksektir.
Gestasyonel diyabeti olanların sağlıklı bir beslenme planı geliştirmek için doktorlarıyla birlikte çalışmaları gerekir ve ayrıca, kan şekeri seviyelerini düşük tutmaya yardımcı olmak için rutin bir şekilde egzersiz yapmalıdır. Sağlıklı bir diyet ve egzersiz, kan şekeri seviyesini düşürmezse insülin alınması gerekebilir.


Prediyabet (Gizli Şeker)
Prediyabet veya gizli şeker, kan şekeri seviyelerinin yükseldiği ancak, henüz diyabet teşhisi için yeterince yüksek olmadığı bir durumdur. Ancak bu problem tedavi edilmezse tip 2 diyabete dönüşebilir. Türkiye’de tüm yetişkinlerin üçte birinden fazlasının prediyabet hastası olduğu ancak, bunların %85’ininbu sorunu bilmediği düşünülüyor.
Sağlıklı bir diyet, kilo vermek ve düzenli egzersiz yapmak gibi yaşam tarzı değişiklikleri ile prediyabetin tersine çevrilmesi veya geciktirilmesi mümkündür. Doktor ayrıca, kan şekeri seviyesini düşürmeye yardımcı olacak ilaçlar da reçete edebilir.

Diyabetin Belirtileri Nelerdir?
Diyabetin belirtileri genel olarak şunları içerebilir:
- Özellikle de geceleri sık bir şekilde idrara çıkma
- Sürekli olarak susamak veya aç hissetmek
- Diyet yapmadan ani kilolar vermek
- Bulanık veya karanlık görme
- Ellerde, ayaklarda uyuşma veya karıncalanma
- Tükenmişlik
- Cildin kuruması
- Yaraların uzun süre boyunca iyileşmemesi
Bununla birlikte bu belirtiler, yavaş bir şekilde gelişir ve özellikle de tip 2 diyabet varsa bunları tanımak zor olabilir. Tip 1 diyabet belirtileri daha şiddetlidir ve mide bulantısı veya kusmayı da içerebilir.
Kan Şekeri Nasıl Düşürülür?
Diyabeti tedavi etmek için kan şekeri seviyesini düşürmek ve sağlıklı bir aralıkta kalmasını sağlamak çok önemlidir. Bunu yapmak yalnızca enerjiyi arttırmakla kalmayacak, aynı zamanda ciddi kalp, böbrek, beyin, göz veya ayak problemlerini içerebilecek uzun vadeli sağlık komplikasyonları olasılığını %45 oranında azaltacaktır. Kan şekerini düşürmek için yapılacaklar genel olarak şunlardır:
- Sağlıklı Bir Diyet: Diyet, diyabeti yönetmek için kritik öneme sahiptir.En iyi seçenek, bireysel ihtiyaç ve hedefleri belirlemek için doktor önerisiyle bir diyetisyenle görüşmektir.
- Düzenli Egzersiz: Fiziksel aktivite, tip 2 diyabete yardımcı olur, kan şekerini düşürür ve olası sağlık sorunlarının oluşmasını engeller.
- Kilo Vermek: Sağlıklı bir kiloyu korumak, kalp hastalığı ve felç gibi diyabetle ilgili komplikasyonları önlemeye veya diyabetten tamamen kurtulmaya yardımcı olabilir.
- Bol Su Tüketmek: Yakın dönemde yayınlanan bir araştırmaya göregünde en az 1 litre su içen kişilerin, yüksek kan şekerine sahip olma olasılığı %29 daha azdır.
- Stres Yönetimi: Stres hormonu olan kortizol, vücudun insülini etkili bir şekilde kullanma yeteneğini engeller ve kan şekeri seviyesini arttırır.
Diyabet İçin Diyet
Diyabetli hastaların yedikleri yiyeceklere dikkat etmeleri son derece önemlidir. Çünkü yiyecekler, kan şekeri seviyesini doğrudan etkileyebilir. Karbonhidratlar ve lifler özellikle de aşağıdaki şekillerde kan şekeri seviyesini etkiler:
- Karbonhidratlar: Diyabet hastaları, kan şekerini verimli bir şekilde işleyemedikleri için karbonhidratlar, kan şekeri seviyelerinin yükselmesine neden olabilir.
- Lif: Yüksek lif içeriğine sahip yiyeceklerin sindirimi zordur. Bu nedenle şeker, kanda daha yavaş emilir. Meyve, sebze, fasulye ve kepekli tahıllar gibi lif oranı yüksek yiyecekler tüketmek, kan şekerini düzenlemeye yardımcı olabilir.
Yemekleri ve atıştırmalıkları planlamak, kan şekeri düzeylerini etkili bir şekilde kontrol etmeye yardımcı olacağından, diyabeti yönetmek için bir diyet izlemek yararlı olacaktır. Her insanın, farklı ihtiyaçları vardır. Bu nedenle diyabetli kişiler için önerilen tek bir diyet yoktur. En iyi seçenek, bireysel ihtiyaç ve hedefleri belirlemek için bir diyetisyenle görüşmektir.
Diyabet İlaçları
Tip 1 diyabetli kişilerin hayatta kalabilmek için her gün insülin alması gerekir. Tip 2 diyabetli kişiler ise diyet ve egzersizle kan şekeri hedef seviyelerine ulaşamıyorsa, insülin veya metformin gibi ilaçlara ihtiyaç duyabilirler. İşlevini de geliştirir. Bu prosedür, obezite ile alakalı durumların remisyonu için de son derece etkilidir.
İnsülin
Tip 1 diyabeti olan kişilerin her gün birkaç doz insülin almaları gerekir. Gestasyonel diyabetli kadınların vücutları, doğal olarak yeterince insülin üretemiyorsa hamilelikleri sırasında günlük olarak insülin almaları gerekebilir. Tip 2 diyabetli birçok insan ise başka ilaçlarla birlikte veya başka ilaçlar olmadan her gün bir doz insüline ihtiyaç duyabilir.
İnsülin, bir şırınga, insülin kalemi veya pompa kullanılarak cildin altındaki yağa enjekte edilir. Vücudun aynı bölgesine enjekte edilmelidir. İnsülini yemek zamanı enjekte etmek en iyisidir. Böylece vücutta daha etkili bir şekilde işlenir.
Ameliyat
Birçok organı ciddi anlamda etkileyebilen ve ileri süreçlerde yaşamı tehdit edebilecek kadar zarar verebilen diyabet, daha fazla insanda görülmeye başlandı. Bu problemi engellemek için doktorlar, yeni teknikler geliştirmeye çalıştı. Bu teknikler içerisinde en etkili tedavi yöntemi ise şeker hastalığı ameliyatı oldu. Şeker hastalığı ameliyatı ile hastaların vücudu, insülini doğru bir şekilde kullanmaya başladı ve pankreas, işlevini sağlıklı bir şekilde sürdürdü.