Şeker Hastalığı Ameliyatı Nedir?
Şeker hastalığı sorunu, beslenme eksiklikleri, sporsuz hayat veya kalıtsal sebeplerden dolayı ortaya çıkabilen bir durumdur. Tip 1 diyabette insülin üretimi yokken, tip 2 diyabetli hastalarda insülin üretimi vardır, ancak vücut bunu kullanamaz. Bundan dolayı kan şekeri seviyesi, her zaman yüksektir. Bu durum, organ hasarına neden olabilir. Diyabette klasik tedavi, kan şekerini düşürmekle ilgilidir. Şeker hastalığı ameliyatı da tedavi edici etkili bir yöntemdir.
Metabolik cerrahi olarak da adlandırılan Şeker hastalığı ameliyatı, tip 2 diyabet hastalarına uygulanan çok önemli bir operasyondur. Şeker hastalığı ameliyatından sonra mevcut insülin, sorunsuz bir şekilde kullanılmaya başlanır. Sonuç olarak kan şekeri seviyesi problemleri tam manasıyla sona erer.
Şeker Hastalığı Ameliyatı Ne İşe Yarar?
Şeker hastalığı ameliyatının en temel amacı, vücut içindeki insülin direncini tam manasıyla ortadan kaldırmaktır. Böylece hormon miktarı artacaktır. Tip 1 durumundaki diyabet için tedavi insülindir. Tip 2 diyabette ise yaşam tarzı, diyet ve ilaç değişikliği gibi tedavilere rağmen organ hasarı başlamışsa ameliyat yapılması gerekir.
Şeker hastalığı ameliyatı, kapalı cerrahi olarak da yapılır. Midenin %50’si çıkarılır ve ince bağırsağın yeri değiştirilir. Bu önemli değişiklikler ile pankreas bölümünden insülin salgılama sinyali gelerek verim yüksek oranda artar. Böylece tip 2 diyabet, tamamen ortadan kalkar veayrıca hastalar, bu ameliyattan sonra obeziteden de kurtulur. Bu ameliyatın avantajı, açık ameliyatlar kadar ağrılı olmamasıdır. Prosedür, akciğerde sorun yaratmaz ve normal hayata dönüş kısadır.


Neden Şeker Ameliyatı Olmalıyım?
Aşırı oranda kilolu ya da obezite problemi olan ancak, morbid obez sorunu olmayan birçok insan için fiziksel aktiviteler ve yaşam tarzı değişiklikleri genel olarak sağlık riski veya kiloyu azaltmanın en güvenli ve iyi yoludur. Morbid obez veya tip 2 diyabet gibi en az bir komorbiditesi olan obez bir kişi için sağlık sorunlarının kötüleşmesi veya erken ölüm riski önemli ölçüde yüksektir.
Diyet değişikliği, egzersiz programları, ilaçlar ve sosyal destek programları gibi cerrahi olmayan tedaviler, kullanılan yaklaşımdan bağımsız olarak%90’a varan nüks oranlarıyla şiddetli obezite tedavisinde genellikle etkisiz olmuştur. Birçok tedavi yöntemi, geçici olarak kilo verdirebilir ancak, daha sonra kilolar geri alınabilir.
Şiddetli obezite, tek başına diyet ve egzersizle tedavisi zor olan kronik bir durum olduğundan cerrahi yöntemler, ileri derecede obez olan ve geleneksel yöntemlerle kilo veremeyen veya ciddi tip 2 diyabet hastası olan kişiler için çok önemli bir seçenektir. Kan şekeri normalden yüksek veya diyabet öncesi olan ciddi obez hastalar için de şeker hastalığı ameliyatı, tip 2 diyabet geliştirme riskini önemli oranda azaltabilir veya tamamen ortadan kaldırabilir.
Şeker Hastalığı Ameliyatı Nasıl Yapılır?
Şeker hastalığı ameliyatı, hastaların durumuna göre değişebilen farklı tekniklerle uygulanabilir. Hastalar kilolu ise Metabolik prosedür yerine obezite prosedürü tercih edilir. Bütün metabolik sorunların temelinde diyabet varsa ileal interpozisyon veya transit bipartisyon operasyonlardan biri tercih edilir. Her iki prosedürün tekniği benzerdir ancak, etki mekanizmaları tamamen farklıdır.
İleal interpozisyon prosedüründe bağırsak bölümünün, insülin salgısını arttıran gıda ile teması ön plana çekilir. İnsülin hormonunu baskılayan bölüm ise bağırsakların ucuna aktarılır.
Transit bipartisyon prosedüründe ise besinlerin emilimi yerine bağırsağın akış şeması değiştirilir. İki farklı yol oluşturularak yiyecekler, çok daha hızlı sindiriliyor. Buhem insülin salgısını yüksek oranda arttırıyor hem de vitamin ile mineral eksikliklerini ortaya çıkarmıyor.
Tip 1 Diyabet Hastaları Ameliyat Olabilir Mi?
Tip 1 şeker hastalarının vücudunda insülin bulunmuyor. Bundan dolayı, bu tür diyabet hastalarına ameliyat yapılamaz. Ameliyatta amaç, insülini doğru ve yeteri oranda kullanmak olduğundan dolayı tip 2 diyabetli hastalarda pankreasın aktive edilmesi önemlidir. Tip 2 diyabette hastalığın ilerlemesi ve organların hasar görmesi, iyi bir değerlendirme sonrasında karar verme sürecini açar. Bundan önce hastanın tüm tahlil ve tetkikleri yapılır. Her operasyon bir risk barındırıyor olsa da bazı durumlarda klasik yöntemlerin başarısı sağlanamazsa tek çare cerrahi prosedür olabilir.
Şeker Hastalığı Ameliyatından Sonra Ne Yapılmalıdır
Şeker hastalığı ameliyatından sonra sık bir şekilde açlık hissi ortaya çıkmayacaktır. Uygulamadan sonra iştahsızlık ortaya çıkacağından dolayı daha doğrusu yemek sonrası ihtiyacınız oranında insülin salgılanacağı için daha az yemek yiyerek uzun süre tokluk hissedeceksiniz. Prosedürden sonra vücut, normal rejime alışacak ve hastalar, kendini çok daha iyi hissedecektir. Şeker hastalığı ameliyatından sonra günde 1.5-2 litre su içilmelidir. Su tüketimi, son derece önemlidir. Ameliyattan sonra 6 ay- 1yıl süresince beslenme alışkanlıkları doktor tarafından kontrol edildiğinden dolayı minimal bir vitamin eksikliği görülse dahi hemen müdahale edilecektir. Bu nedenle şeker hastalığı ameliyatı, bir diyabet hastası için mükemmel bir tedavi şeklidir.
Şeker Hastalığı Ameliyatının Faydaları
Şeker hastalığı ameliyatının faydaları şunlardır:
- Kan şekeri düzeylerinin ilaçsız normale döndüğü diyabetin remisyonunu teşvik eder.
- Kan şekerinde önemli bir iyileşmeyen eden olur.
- Cerrahi prosedürün şeker hastalığını kontrol altına almanın ve kilo vermeye yardımcı olmasının yanı sıra hastalara şu konularda da yardımcı olabilir:
- Yüksek tansiyon, hiperlipidemi ve uyku apnesi gibi metabolik bozuklukları iyileştirir.
Kanser insidansını ciddi anlamda azaltır. - Uzun süreli sağ kalımı arttırır.
Şeker Hastalığı Ameliyatının Riskleri Nelerdir?
Tip 2 diyabetin ne kadar ilerlediği ve ne kadar hasara yol açtığı iyi değerlendirilmelidir. Bunun için doktor, hastaların tıbbi geçmişini iyi bilmeli ve durumunu iyi okumalıdır. Tip 2 diyabetin birçok metabolik problemi vardır.Diğer bütün cerrahi prosedürlerde olduğu gibi cerrahi yöntem son çare olarak uygulanır. Ancak, uygun koşulların sağlanması noktasında birçok koşul olduğu için her hastanın hem ileal interpozisyona hem de transit bipartisyon ameliyatına tam olarak uyum sağlaması mümkün değildir.
Şeker hastalığı cerrahisi, ince bağırsak ile midede yapılan ve ölüm riski az olsa da çok ciddi bir prosedürdür. Ancak, obezite, şeker hastalığı ve beraberinde getirdikleri birçok hastalık ile birlikte bütün bunların bir kişiye verebileceği zarar ya da ölüm riski, bu ameliyatın riskinden çok daha fazladır.
Tip 2 diyabet ameliyatı, normal sindirim sistemi cerrahisi kadar risk taşır. Öncelikle her ameliyatta olduğu gibi şeker hastalığı cerrahisinde de tercih edilen anestezi, bazı olumsuz etkilere neden olabilir. Ayrıca, nadiren de olsa enfeksiyon, apse oluşumu gibi problemler de ortaya çıkabilir. Ancak, bu risklerin sadece %3’ü kapsadığının ve bunun cerrahi operasyonlar için düşük bir oran olduğunun altı çizilmelidir. Bununla beraber tıbbi teknolojinin hızlı bir şekilde gelişmesi, günümüzde uygulanan operasyonlar göz önüne alındığında bu risklerin her geçen zaman daha da azaldığı biliniyor.
Şeker hastalığı ameliyatı olmaya karar veren bütün hastaların, tüm değerleri belirli bir süre boyunca detaylı bir şekilde izleniyor ve kontrol ediliyor. Bu veriler ışığında operasyon esnasında ortaya çıkabilecek bütün riskler, yan etkiler ve komplikasyonlar, cerrah tarafından hesaplanacak ve ön hazırlık niteliğinde olacaktır. Bundan dolayı şeker hastalığı cerrahisinin olası riskleri en az seviyelere indirilecek ve çoğu zaman ise minimum oranlarda yaşanacaktır.